“Moduna göre ye!” deyince insan önce irkiliyor tabii… Çünkü bu fikrin arkasından üzüntü anında yenen çikolatalar, daha iyi hissetmek için yenilen karbonhidratlar falan geliyor akla. Ama şimdi bahsettiğimiz moduna göre yeme durumu, tam olarak öyle değil. Yeni mood food’larımız, uzun süreli birer fiziksel benzin görevi görüyorlar.
2017 yılında Monarch Airlines mod yükseltici yeni yemek menüsüyle tanıştırıyor uçuş yapanları. Amacı, daha sakin bir uçuş deneyimi yaşatmak. Hazırladıkları Mood Food kutusunda ekinezyalı meyankökü dondurması, yeşil çay ve lavantalı kekler var. Her biri rahatlamanız, şişliğinizi önlemek ve bağışlık sisteminizi güçlendirmek için düşünülmüş ve seçilmiş.
Gatwick Havaalanı’nda ise birçok restoranda artık, mood yükselten içerikleri olan menüler var. Mesela Wondertree, Comptoir Libanais ve Frankle & Banny’s gibi restoranlarda seratonin yüklü ton, somon ve meyvelerden oluşan içeriklerde yiyeceklerin olduğu yemekler var.
Daha büyük restoranlar zincirleri de bu trene atlıyor. Pizza Hut 2017’de Blue Monday adından bir mod yükseltici pizza ekledi menüsüne. Londralı Barts isimli barın anında yükselten kokteylleri çoktan trend oldu bile. Her biri adını çeşitli hislerden alıyor; Happiness, Focus ya da Relax isimli içkilerin içinde cherry domates, kahve ve bir takım farklı dopamin dostu içerikler var.
Bilimsel araştırmalar, yiyecek ve akıl sağlığı arasındaki müthiş bağlantıyı çoktan destekliyor. BMC Medicine’in bir araştırmasına göre; balık, zeytinyağı ve yemiş ağırlıklı Akdeniz usulü beslenenin depresyona yakalanma ihtimalini %32 düşürdüğünün altı çiziliyor.
Yani artık yediklerimizin sadece tadı değil, nasıl hissettirdiği de çok önemli. Sizin işinizse çok kolay. Yapmanız gereken sadece, en yakındaki Macrocenter’a gitmek ve şu alışveriş listesini sepete indirmek! Sıfır stres, on numara mutluluk!
Sıla Güven /FB Macro&More