Türkiye’ye Bienal kültürünü oldukça başarılı bir şekilde entegre eden ve 10 yıl gibi uzun bir süredir Koç Holding’in sponsorluğunda gerçekleştirilen İstanbul Bienali, 14. kez kapılarını sanatçılara ve izleyicilere açmaya hazırlanıyor.
Dünyanın en önemli güncel sanat etkinliklerinden olan İstanbul Bienali’nin küratörlüğü her ne kadar kendisi bu sıfatı istemese bile, Carolyn Christov-Bakargiev tarafından gerçekleştiriliyor.
Bakargiev enteresan bir isim, kendisi daha önce Documenta 13’ün sanatsal yönelimini belirlemiş bir isimdi ve hatta bu bağlamda 13’ü Brad Pitt’e gezdirmesiyle daha önce gündeme oturmuştu. Bakargiev, bienalin kavramsal çerçevesini şöyle açıklıyor;
“14. İstanbul Bienali çizginin nerede çekileceğini, nerede geri çekilmek gerektiğini, nelerden faydalanılabileceğini ve neyin öne çıkarılabileceğini aramak üzere yola çıkıyor. Bienal bunu ‘açık bir denizde, yüzey düzken parmak uçlarıyla, derinlere inildiğinde, katlanmış kodlama katlarını açmadan’ yapıyor. Bu uluslararası sanat sergisi, elliden fazla görsel sanatçının yeni işlerinin yanı sıra, içlerinde denizbilimci ve nörobilimcilerin de bulunduğu farklı alanlardan profesyonellere yer veriyor. Boğaziçi ekseninde şehrin geneline yayılan sergi, şiirsel ve siyasi olarak dünyayı şekillendiren ve dönüştüren, görünen ve görünmeyen farklı dalga sıklığı ve biçimlerini, su akıntıları ve yoğunluklarını ele alıyor.”
Bienal, daha önceki yıllarda olduğu gibi şehrin her tarafına yayılacak. Güney Amerika, Kuzey Amerika, Asya, Avustralya, Ortadoğu, Avrupa ve Afrika’dan 80’den fazla sanatçının katıldığı 14.İstanbul Bienali, 30’un üzerine mekana yayılacak. Bu mekanların arasında şehrin içine entegre pek çok farklı alan var. Bunlar müzeler, okullar, dükkanlar ve daha bir çok toplumsal paylaşım alanından oluşuyor.
Genel olarak İstanbul’un Avrupa yakasına yayılacak olan bienalin ana sergi alanı Karaköy’deki Antrepo.
Sergiyi şekillendiren isim Christov Bakargiev, sanatçı kimliğinin dışında aynı zamanda bir yazar. Kendisi sanatın tarih boyunca estetiği ile ilgili de Amerika’da Northwestern Üniversitesi’nde ders vermekte. Bakargiev’in daha önce yaptığı basın açıklamasına göre Bienal sadece sanatçılardan oluşmayacak. Sergiye destek veren ve iş götürenler arasında okyanus bilimciler, nörobilim alanında uzmanlaşmış isimler ve daha pek çok daldan insan var.
Bienal’in ana iskeleti “Su” kavramından oluşuyor. Bakargiev suyun hem fiziksel hem de metaforik olarak dalgalarla birlikte dünyaya şekil verdiğini söylüyor.
5 Eylül’de 14.kez kapılarını açacak olan Bienal aynı geçen yıl olduğu gibi ücretsiz. Güncellemeler ve en son haberlerle ilgili IKSV’nin sitesine bakabilirsiniz.
