Yemek Cidden Aşk Demek!

Yemek Cidden Aşk Demek!

Size hiç aşkın yerine yemeği koyduğunuz söylendi mi? Hiç yemeğe fazlasıyla sevgi duyduğunuz için utandınız mı ya da suçluluk çektiniz mi? Peki sevgiye ve aşka ulaşamadığında direkt olarak yiyecek bir şeylere kendini bırakan birini tanıyor musunuz? 

İyi haber; yemek ve aşk arasındaki tutkulu bağlantı, konuyu psikolojik olarak ele alıp yaftalayacak kadar basit değil. Aslına bakarsanız sonuç çok mantıklı. ‘Institute for the Psychology of Eating’in kurucusu Marc David’e göre aşk ve yemek arasında sapasağlam bir bağ var. İkisi de bir denge içinde hayatımızda olmalı. Yıllar içinde yapılan birçok araştırma gösteriyor ki yemek yemek, sevgi ve aşkın boşluklarını dolduruyor. Ve tabii ki tahmin edersiniz ki bu problemli durumlara sebep olabiliyor. Sevgiye aç olduğumuzda mutluluğu en kolay yoldan yakaladığımız yiyeceklere yöneliriz ama bu dengesiz durum sebebiyle hayatımıza yeme bozuklukları, duygusal yemek yeme, kilo alımı, utanç ve daha fazla ‘rahatsızlığı’ çekebiliriz. 

Buna benzer durumları çoğu zaman göz ardı ederiz ya da bize göz ardı etmemiz söylenir. Yemeğe yemek olarak bakmak, aşka da aşk olarak bakmak ve ikisini birbirine karıştırmamak gerekir. Fakat yapılan son araştırmalar gösteriyor ki, yemek gerçekten de aşk ve sevgi demek! 

Sembolik ve metaforik bir dünyada yiyecek cennetten bir hediye gibi. Yemek hayatımızdaki en lezzetli şey. Bize zevk veriyor ve iyi hissettiriyor. Ve tam da şu an, aşkın gücünden bahsetmenin yeri aslında! 

Besleyici yemekler yemek, besleyici yemekler yapmak, başkalarının karnını doyurmak, hayatımızdaki insanlarla yemekli kutlamalar yapmak aşk değildir de nedir? 

Doğduğumuz andan itibaren yemekle tanışıyoruz. Bir bebeğin annesinden emdiği ilk süt; aklımızda yemeği kucaklanmak, dokunulmak, sıcak ve güvende hissetmek gibi hislerle kodluyor. Ve bu duyguların tümü, sinir sistemimize anında kaydediliyor. Yani yemek aşk, aşk yemek, dokunmak yemek, dokunmak aşk ve aşk dokunmak oluyor…

Ve o bebek büyüdüğünde, bir yemek masasında hayatında başka bir bölüme geçiyor. Büyükannenizin yaptığı harika yemeklerin olduğu bir masa, ilk sevgililer Günü’nüzde yemek yediğiniz sofra, mumlar, hafif müzik ve yemek… Bir kere daha aşk yemek yemek oluyor, yemek yemek aşk…

Yani eğer aşkın ve sevginin yerine yemek yemeyi koyuyorsanız kendinizi suçlu hissetmeyin. Ama şunu mutlaka hatırlayın: Yemek yemek yalnızlığınıza çözüm değildir. Yemek yemek, aşkı ve sevgiyi kutlamak içindir. Yiyecekleri, yaşadığımız dünyadan size, bir sevgisi göstergesi olarak düşünün. Yiyecekler, ağaçlardan, bitkilerden, denizden, topraktan, arılardan ve üzerinde yaşayan tüm canlılardan bir hediye gibi… 

Yiyecekleri ve yemeği gerçekten sevdiğimiz vakit, o da bizi seviyor, bize iyi geliyor, yani iyileştiriyor. 

Sevgiyle,

Macrocenter

Paylaş