Stanley Kubrick Mekanlarından mı, Yoksa Kum Altında Bir Müze mi?

Stanley Kubrick Mekanlarından mı, Yoksa Kum Altında Bir Müze mi?

Yaşarken 1 kere yapılması gereken şeylere, yani ‘bucket-list’inize eklemeyi düşünebileceğiniz ikonik bir yerden bahsetmek istedik…
OPEN Architecture tarafından tasarlanan UCCA Dune Sanat Müzesini tam olarak, hiç görmemiş birine tarif etmemiz gerekirse; ‘kuma gömülü müze’ olarak da tanımlayabiliriz. Çin’in kuzeyinde Qinhuangdao bölgesindeki sakin bir plaja konuşlanmış olan bu muhteşem müze, gerçekten de tamamen kumun altında yatıyor.

Doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir bölge olan, Pekin’e 300 kilometre uzaklıkta bulunan kıyı bölgesi Bohai limanında yer alıyor. Limanda yıllar içinde rüzgarlar sebebiyle kumullar oluşuyor ve OPEN Architecture, doğaya duydukları saygının bir sonucu olarak tasarladıkları bu yeni müze yapısını, bu kumulların altında kurguluyorlar.

Bu özel müze, tam tamına 930 metrekarelik bir alana yayılıyor. Kum tepelerinin içine oyularak yerleştirilen yapısı, onu bir Stanley Kubrick filminin mekanı zannedeceğiniz kadar sofistike bir görünüşe sahip. Ekibin ikinci ilham kaynağı ise, yapının oyuncu tarafının altını çiziyor: Çocukların kumu kazıp şatolar ve köprüler inşaa etmesinden esinleniyorlar ve müzenin tasarımında birbiriyle ilişki kuran, organik bir grup mağara yaratıyorlar. Müze mekanlarının her birinin bir mağarayı andırıyor olması, müzenin konseptini daha da çarpıcı kılıyor. İlkel insanların ve kabilelerin mağara duvarlarına resimler çizmesi ve bunların aslında belki de yeryüzündeki ilk galeriler olması fikri, geçmiş ve geleceği bir şekilde bu müzede birleştiriyor.

Dune Art Museum’un basit ancak bir o kadar da etkileyici tasarımının en çarpıcı yönlerinden bir tanesi de, deniz ve kum arasında saklanıyor gibi görünmesi. Müzeye uzun ve karanlık bir tünelden giriliyor ve ardından çok geniş bir sergi salonuna varılıyor. Yere kazılmış olan kubbeler, tavandan doğal ışıkla aydınlanıyor. Farklı boyutlardaki tavan pencereleri, müzenin içinin doğal yollar ile aydınlanabilmesini sağlıyor. Kuma gömülü olan müzenin üzerindeki kum tabakası binanın içinde önemli derecede ısı korunumu sağlıyor. Binanın içerisinde yer alan diğer küçük sergi alanlarının dışında bir kafe ve resepsiyon alanı yer alıyor. Ziyaretçiler, müzenin içinde aralıklarla yer alan boşluklardan gökyüzünü ve denizi izleyebiliyorlar.

Kumsaldaki doğal kum tepelerine yerleştirilmiş olması dışında, müzenin bir diğer otantik detayı ise formunu veren beton kabuk tabakasının Çinli işçiler ve denizciler tarafından ahşap kalıplar kullanılarak el ile inşa edilmiş olması. Bu kalıplar çıkarıldıktan sonra beton yüzeylerde kalan pürüz ve lekeler korunmuş ve böylece bina doğal dokudan tamamen izole edilmemiş. Binanın kapıları, pencereleri, mobilyaları tamamen el yapımı. Kafeye yerleştirilen sekiz masa ise OPEN Architecture tarafından tasarlanmış.

Çok farklı bir müze deneyimi yaşamak isteyenlerin aklından uzun zaman çıkmayacak Dune Art Museum’un, Archdaily tarafından verilen Building of the Year 2019 (Yılın Binası Ödülleri) ödülünü kazanmış bir yapı olduğunun da söylemiş olalım.

Paylaş