Klasik yerlerden çok az bilinen gizli hazinelere kadar, şehrin en güzel, en eğlenceli ve en Parizyen aktivitelerini ve lokasyonlarını sizler için derledik!
Paris Pasajları
Galerie Vivienne, Passage des Panoramas, Galerie Vero-Dodat ve Passage Colbert gibi yerler şehrin en eski ve en orijinal mağazalarından oluşuyor. İçlerinde küçük butikler, kitapçılar, antikacılar, kafeler ve pek çok parizyen nokta bulunuyor. 
Le Bristol’de Moda Cumartesileri
Rue du Faubourg St-Honore’de şehrin en lüks tasarım butiklerini bulabilirsiniz. Le Bristol Paris gibi oteller ise, özel haute couture etkinlikleri de organize ederek lüks seven kitleye hizmet ediyor. Bazı Cumartesi akşamları Le Bristol, Celine, Saint Laurent, Givency, Chloe gibi pek çok markayı davet ederek son koleksiyonlarını sundukları gösteriler düzenliyor. Bu etkinliklere girmek için otelde kalmanıza gerek yok fakat giriş ücretli.
Secret Speakeasies
Şehirde birçok gizlenmiş gece kulübü ve lounge bulunuyor, en popüleri ise Experimental Cocktail Club, Pariste el yapımı kokteyllerin bulunduğu yegane yer.
Aynı zamanda bu mekanı işletenler Le Balroom du Beef Club isimli bambaşka bir işletmenin daha sahibiler, buraya da Beef Club Restaurant’ın solundaki kapıdan girilip, spiral bir merdivenden inerek ulaşılıyor.
Bir başka speakeasy tarzı mekan ise Moonshiner. Bu eski Lounge’a gitmek için Pizza Da Vito’nun arkasındaki kapıdan geçmek gerekiyor. Le Tres Particulier’de aynı bu şekilde gizli saklı bir hazine sandığı ve kendisine Montmarte’daki bir gizli yoldan ulaşılıyor. Bu yol eskiden Hermes ailesine ait olan bir villanın içinden geçiyor. Bu yola devam ederek bir ara sokağa çıkıyorsunuz ve yolun kenarında gördüğünüz interkom cihazına “prendre un verre” demeniz gerekiyor. İçeri girdiğinizde bu kadar sıkıntıya değdiğini hemen anlıyorsunuz çünkü her yer Parizyen kadifelerle donatılmış ve çok güzel bir dekorasyona sahip. Happy Hour’da kendinize bir meydan okuma yapmak istiyorsanız Le Lavomatic sizin için işlerin bir sonraki seviyeye gideceği yer. Önce hiç bir şeye benzemeyen, normal bir çamaşırhaneye giriyorsunuz. Buradan doğru çamaşır makinesini bularak, eski ve spiral bir merdivenden ilerlemeye başlıyorsunuz. Üç kat çıkınca gerçekten harika bir bara ulaşıyorsunuz. Her yer açık renklerle donatılmış ve harika çamaşırhane motifleriyle bezeli. Hem de salıncakları var.
Jardin des Tuileries
Louvre’u Place de la Concorde’dan ayıran özel Tuileries Gardens sakinleşmek için harika bir ortam sunuyor. Fransız tarzı bahçeleri, heykelleri ve sanat eserleriyle iki adet serin mi serin göl barındıran mekanın aynı zamanda bir dönme dolabı var. Haziran’dan Ağustos ayına kadar bol bol oyun, yiyecek ve eğlencenin yer aldığı Fete des Tuileries festivali de cabası.
Sacre Coeur Basilica
Bu harika kilise şehrin en yüksek noktalarından birinde ve Paris’e, Montmartre’ın tepesinden bakıyor. Bu kilisenin ünlü merdivenlerini çıkmak ise göreceğiniz en otantik Paris görüntüsüne şahit olmak için birebir.
Angelina
Louvre’dan sadece bir kaç adım uzaklıkta olan Belle Epoque salon, artık Angelina’ya ev sahipliği yapıyor. İşte burada Paris’in en kadife, en sıcak, en güzel çikolatasını bulabilirsiniz. Eğer biraz kafa dinleyip harika bir lezzetle tanışmak istiyorsanız Angelina’nın sıvı çikolatasının tadına bakmalısınız.
Tango on the Seine
Romantik bir yer istiyorsanız, Seine’de istediğiniz ambiyansı yakalayabileceğiniz amfitiyatrolar var. Burada dansçılar toplanıp gece yarısına kadar tango yapıyor ve pek çok insan onları izliyor. Kahvenizi alıp keyifli vakit geçirmek için harika bir yer.
Pink Flamingo Pizza
Bu kiç pizzacıdan pizza söylediğinizde yanında bir de çok tatlı pembe bir balon geliyor. Bu balonu aldıktan sonra Canal Saint-Martin’de bol bol gezip harika bir gün geçirebiliyorsunuz. Pizzanız hazır olduğunda ise pizzacı çocuk sizi bulup pizzanızı getiriyor. Tabii ki bunlar hep balon sayesinde.
Vintage Car Tour
4 Roues sous 1 Parapluie isimli bir şirket tarafından Paris tur tecrübesi olması adına yaratılmış bu tur, genel olarak bir adet Citroen 2CV eşliğinde gezmeyi içeriyor. Tabii ki tüm bu gezi harika bir bilgi birikimi olan rehberiniz ile birlikte gerçekleştiğinden çok öğretici oluyor.
7L Bookshop
Karl Lagerfeld’in kendi kütüphanesinden oluşan bu yer, Carre Rive Gauche bölgesinde ve kendisinden bekleyebileceğiniz gibi oldukça şık bir yer. Chanel tasarımcısı burada aynı zamanda fotoğraf stüdyosunu da tutuyor.
Cafe de Flore & Les Deux Magots
Cafe de Flore, öğle yemeklerinin vazgeçilmez mekanı olarak öne çıkıyor. Genellikle burjuva kitleyi çeken kafe aynı zamanda eskiden Picasso ve Jean Paul Sartre gibi isimlerin de seçimiymiş. Boulevard Saint Garmain’ın köşesinde bulunan bu yer insanların gerçekten de dinlenebileceği ve gözlem yapabileceği bir yer. Sokağın karşısında ise Les Deux Magots bulunmakta. Burası da zamanında Simone Beauvoir ve Ernest Hemingway’in favori duraklarından birisiymiş.
Palais Garnier
1979 Kişilik bir opera binası içeren Palais Garnier, hayatınızda görebileceğiniz en büyük merdiveni de içeriyor. Parlayan şamdanlar, mural tavanlar ve Marc Chagall’ın resimleriyle birlikte gerçekten kültür dolu bir gece yaşamak istiyorsanız Palais Garnier tam size göre. Acıkırsanız karnınızı doyurmak için L’Opera Restaurant’a da uğrayabilirsiniz.
Rue Cremieux
Bu yaya yolu şehrin uğultusundan ve sesinden kaçmak için görüp görebileceğiniz en ideal yer. Aynı zamanda şerbet renkli binaları ve çiçekli sokaklarıyla tam bir hikaye kitabından fırlamış gibi görünüyor.
Nose
Nose, kendi eşsiz parfümünüzü yaratmak için mükemmel bir yer. Şimdi ve daha önce kullandığınız parfümler, kişisel zevk ve deneyimleriniz doğrultusunda eksperler tarafından hazırlanan özel parfümünüz, sizin imzanız gibi oluyor. Parfüm seçmenin eğlenceli ve interaktif mekanı Nose, size harika bir deneyim sunacak.
Laduree
Laduree’nin bulunduğu mekan Champs Elysees olduğundan kendinizi iyice Fransız hissedebileceğiniz yegane yer olabilir. Aynı zamanda şehrin en lezzetli makaronları da burada.
Au Pied de Cochon
Günün 24 saati açık olan Au Pied de Cochon, göreceğiniz en parizyen enstitülerden biri ve genel olarak geceleri dışarıda vakit geçirmekten hoşlanan insanlara göre bir 1947 Yılından beri neon ışıkları bir gün kapanmamış.
Le Mur des Je T’aime
Dünyanın en romantik selfie’sini çekmek istiyorsanız Montmarte’deki “Aşk Duvarı” aradığınız yer olabilir. Duvarın üzerinde 300 dilde 1000 kere “Seni Seviyorum” yazıyor.
