Gelişen, dijitalleşen ve globalleşen dünyada bir çok değişimin gereğinden hızlı olduğu konusunda hemfikiriz sanırım. Ancak lüks dünyanın dinamiklerini bilen ve bunu bilmekle yükümlü olan bir danışman sıfatıyla ben bile çocukların dünyasına ne zaman lüksü soktuk yakalayamadım. Çılgın partilerin yerini alan aile ve çocuk değerlerinin hayatımıza hızla geri dönmesiyle birlikte “celebrity kids” diye yeni bir kavram girdi günlük yaşantımıza. Daha önceleri İyi PR= seksi kıyafetler + yakışıklı sevgili olan denklem kısa zamanda İyi PR = havalı kıyafetler +yakışıklı eş + güzel bebek haline döndü, ancak her adımlarını paraya döndürmeyi ve gündemde kalmayı hayat amacı haline getiren bazı ünlüler bu denkleme bir de lüks çocuk kıyafetlerini ekleyip ceplerini daha da fazla doldurmayı başardılar.
Gün geçtikçe çocuk merkezli olan dünyanın durumu celebrity çılgınlığı ile birleşince moda markalarından, çocuk arabaları üretenlere kadar dev bir endüstri ellerini ovuşturup, ürünlerini ünlü çocuklarına kullandırtmak için kesenin ağzını açmaya başladılar.
Bu çılgınlık Tom Cruise ve Katie Holmes’un üç yaşında topuklu ayakkabı giyen kızı Suri ile başlamış gibi gözüküyor. Kardashian konusuna belki de hiç girmemekte ise fayda var; Kim ve Kanye’nin ilk çocukları North West’in henüz bir yaşındayken moda haftalarında ön sırada oturduğu hala hafızalarda. Üstelik her bebeğin en doğal hakkı olan ağlamayı Vogue Amerika’nın burnundan kıl aldırmayan genel yayın yönetmeni Anna Wintour’un yanındayken yapması; insanlık için küçük moda dünyası için ise büyük dedikoduydu. Oğulları Brooklyn’I paranın değerini öğrensin diye 15 yaşında bir pizzacıda çalıştırmalarıyla artı puan toplayan ve bu nedenle çocuklarını iyi yetiştirdiği düşünülen Beckham’ların tatlı kızı Harper’a bir SPA’da Uzakdoğulu çalışanlar tarafından manikür ve pedikür yapıldığının görüntülenmesi bu imajı alt üst etti. Belki de şartlar gereği istemese de celebrity olan bebeklerin en tepesine üzerinde güneş batmayan İngiliz İmparatorluğu’nun gelecekteki kralı Prens Georg yerleşti. Söylenenenlere göre her giydiği dünyanın her bir yerinde en fazla 72 saat içinde tükeniyor.
Lüks moda devleri ve minik insanların ilişkisine baktığında çok da geri gitmediğini görüyoruz aslında. Little Marc Jacobs 2005’de kuruldu; Stella McCartney Kids ise 2010’da; Lanvin, Marni, Gucci ve Fendi çocuk bölümlerinin kurulmalarının üzerinden ise sadece 5 yıl geçti. Konunun en büyüklerinden biri olan Burberry’nin , 2015-2015 mali yıl tablosunda 78 milyon paund ile tüm cironun %3’ü çocuk kıyafetlerinden geliyordu.
Konu bebekler ve çocuklar lüks giyinmeli mi sorusuna geldiğinde ben kesinlikle HAYIR diyenler tarafındayım. Bu ne yaptığım işle ne de lükse yüklediğim anlamla çelişmiyor. Lüksü oluşturan hammadde, elişçiliği, kalite gibi temel kavramlara bakıldığında; aldığınız her gerçek lüks tasarım, uzun yıllar kullanılabilecek özelliklere sahiptir, en kötü ihtimalle çocuğunuza bırakabilirsiniz yada vintage sitelerde rahatlıkla satabilirsiniz. Bu gerçekler; doğası gereği bir kıyafeti en fazla 3-4 ay giyebilen çocuklar için ise asla geçerli olamıyor. Doğal ve organik gibi bebek cildine dost her türlü malzemenin yanındayım ve bu özelliklerinden ötürü bir bebek kıyafetine daha fazla para ödemeye de sonuna kadar hazırım ama bu asla sadece marka lüks olduğu için gerçekleşmeyecek.
Değerleri bu kadar değişen dünyamızda her ne kadar celebrity sınıfına tam girmese de popülerliği ve tanınırlığı yüzünden tüm dünyaya ders veren hareket Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg ve eşinden geldi… Bebekleri Max’in doğumu ile birlikte, kızlarının daha iyi bir dünyada yaşamasını istediklerini belirten bir açıklama yaparak; servetlerinin %99’unu yani toplam değeri 45 milyar dolar olan hisselerini; amacı tüm çocukların eşit haklarının olduğu bir dünya için çalışmalar yapmak olan Chan Zuckerberg girişimine bağışladılar.
Maddi durumu ne olursa olsun çocuk yetiştirmenin evrensel kurallarına sadık kalan ve çocuklarına bir kumbara gibi bakmayan aileler arttığı zaman gerçek 23 Nisan’ların kutlanılacağına yürekten inanıyorum…
