Dünya Cep Mutfağı: Londra

Dünya Cep Mutfağı: Londra

Hindistan, Meksika ve Avustralya’ya tek uçak biletiyle gitmek için, hazırlıklar başlasın! Az sonra tanışacağınız Londralı üç restoran, şehrin son dönemdeki en iyi ‘çok kültürlü’ lezzet noktası.

1522540800-3cb00f0d8a612ceafc51daf2c8f995df

MAYFAIR’DE BOMBAY

Geçen yıl açılan, Michelin yıldızlı Jamavar’ın kız kardeşi Bombay Bustle, kurucusu ve şefleri olan Samyukta Nair ve Rohit Ghai ile dünya mutfağının gözdeleri arasına çoktan girdi bile. Şimdi isterseniz konuya Mumbai’nin meşhur ‘dabbawala’sıyla girelim ve restoranı -mümkün olduğu kadar- anlatmaya başlayalım. Hindistan’ın 125 yıldır sıcak yemek taşıyan kuryeleri ‘dabbawala’lar, iş vaka analizlerine konu oluyor, filmlere ve kitaplara, ilham veriyor. Ve şimdi dünyada çok da bilinmeyen bu ‘şebeke’ bir restorana esin kaynağı oluyor.

Mayfair’de açılan Bombay Bustle restoranı için, Jamavar ve Gordon Ramsay restoranlarının arkasındaki tasarımcı ekip Fabled Studio, iç mekan tasarımında ‘dabbawala’ların ulaşım için kullandıkları trenlerden ve ince metal kaplardan ilham alıyor. Girişteki yuvarlak hatlı bar, mekanın içine girdiğinizde, parlak detayları ve çok iyi konumlandırılmış ışıkları, süper lezzetli Darjeeling kokteylleriyle anında yakalıyor! İlk görüşte fazla havalı ve belli ki pahalı bir restorana girdiğinizi hissetseniz de, neyse ki her şey histe kalıyor. Tabak paylaşımları, pahalı olmayan yemekler, aile ile gelinebilecek bir mekan olması ve feminen tavrıyla resmen kucaklıyor ve karakteriyle etkiliyor.

Gelelim yemeklere! Mumbai’nin aşırı baharatlı ‘keçi keema pao’su, ‘Chettinad duck dosas’ı ve yine ‘baharatlı ve trüflü naan’lı yumurtası, klasik Hint mutfağının hakkını veriyor. Küçük tabaklar bir çok farklı lezzet denemek için çok çekici olabilir ama ‘tandoor’ tabakları ve ‘biryani’, mutlaka tadılması gereken lezzetlerden.

Bombay Bustle, 29 Maddox Street

bombaybustle.com

1522540800-c9c3b88f243ecb708b23ca111b16c344

İNGİLTERE’DE HOLİSTİK BİR AVUSTRALYALI

Şimdilerde Chelsea’deki yeni şubesiyle ‘küçük adayı’ sallayan Farm Girl’le tanıştıralım sizi. Tüm gün açık olan restoran/barda, mekanın imzası olan müthiş kahvaltıları deneyimleyebilir ve de isterseniz, kokteyl barında bir şeyler içebilirsiniz. Notting Hill ve Carnaby Street’te de restoranları olan Farm Girl, Avustralyalı damak tadını İngiltere’ye getiriyor ve herkes deliriyor! Sadece sezon meyve ve sebzelerini kullanmasıyla bilinen Farm Girl’ün menüsündeki en havalı klasikler arasında; Smoothie kaseleri, fırında pişen enginar gibi birbirinden farklı ama son derece sağlıklı lezzetler var.

Yemek menüsü sürdürülebilir yiyeceklerden oluşuyor; Guacamole’li BBQ Jackfruit Tostada ve Duck Filled Rainbow Vegetables gibi enteresan ‘parçaları’ var. Yavaş pişen kuzu, Ararat ekmeği, ızgara fıstıklı yoğurdu ve domates salatasıyla menüdeki merak uyandıran tabaklar saymakla bitmiyor! Tatlıya gelince… Hafif ve taze limonlu kaju cheesecake’i biz denedik, size de Farm Girl’e bir uğramanızı tavsiye ederiz! Bu arada en son açılan Chelsea restoranı, üçü arasında en büyüğü ve Fulham Road’daki Park Walk’ta yer alıyor. 90 kişi alan mekanda duyduğumuza göre hala yer var. Koşuuun!

Farm Girl, 9 Park Walk, Chelsea

1522540800-acd93bff32ff7d72906bd6c503263651

CEP TELEFONUNUZ YANINIZDA OLSUN

Stoney Street’in üzerindeki El Pastor’a gidecekseniz -ki gitmelisiniz- cep telefonunuzu ve civardaki barların bir listesini yanınızda bulundurmayı unutmayın. Borough Market’in yakınında bulunan El Pastor’a rezervasyon yaptıramıyorsunuz ve bazen sıranın size gelmesi iki saati bile bulabiliyor. Ama mesela yağmur yağıyor diyelim, telefon numaranızı alıyorlar ve sıranız geldiğinde size mesaj atıyorlar.

Peki bunca meseleye değer mi El Pastor’da yemek yemek? Şöyle açıklayalım; içerideki Latin müziği zaten Meksika sahillerine götürmeye yetiyor. İçeride çalışan herkes inanılmaz güler yüzlü, mekandaki ışık deseniz; tam selfie çekmelik! “Tamam imaj harika ama asıl olaya gelelim,” dediğinizi duyar gibiyiz… Yemekler, ziyaretçilerin söylediğine göre açıldığı zamandan beri çok daha iyileşmiş ve şu an pik noktasında. Ziyafetinize ton balıklı tostada, bir kase taze guacamole ve karidesli tako ile başlamanız tavsiye ediliyor. Ana yemekte mısır tortillalar ve tavuklu olanlar mutlaka denenmeli.

‘Gringa’ quesadilla’yı da denemelisiniz. İçinden et, eritilmiş peynir, kişniş ve salsa fışkırıyor! Her bir ısırık tatlı, tuzlu, acı tatlarıyla çılgına çeviriyor! Ve konuyu El Paso’nun frozen margarita’larıyla kapatıp, Latin mutluluğunu vücudunuza absorbe etmiş olmanın mutluluğuyla, cebinizdeki lokal barlar listesini çıkarıyor ve yola koyuluyorsunuz…

El Paso, 6-7A Stoney Street

Sıla Güven / FB Macro&More

Paylaş